Yunanca Yeminli Tercüman
|
|
Yunanca Yeminli Tercüme İzmir
Yunanca Rumca ya da Helence, Yunanistan, Kıbrıs, Arnavutluk ve Doğu
Akdeniz ile Karadeniz çevresinde konuşulan bir dil. Yunanistan'da
tek başına, Kıbrıs Cumhuriyeti'nde ise Türkçe ile birlikte resmî
dildir. Dil, yazılı olarak yaklaşık 3.500 yılı aşkın bir tarihe
sahiptir. Yunanca, genellikle Hint-Avrupa dil ailesi içerisinde
kendi başına bir kol olarak sınıflandırılır, ancak daha az destek
gören farklı teoriler de öne sürülmüştür. Grekçe olarak da bilinen
Antik Yunanca, Klasik Yunan uygarlığının dili olarak kullanılmıştır.
Modern Yunanca, Antik Yunanca'dan farklı olmakla birlikte köken
olarak ona dayanır. Yunanca, tarihi boyunca çoğunlukla Yunan
alfabesi kullanılarak yazılmıştır ve hala bu yazı sistemi
kullanılmaktadır, ancak geçmişte dilin yazımı için Linear B ve
Kıbrıs hece yazısı da kullanılmıştır.
Yunanca, dünyada çoğunluğu Yunanistan'da olmakla beraber Avustralya,
Almanya ve Amerika Birleşik Devletleri'nde yaşayan yaklaşık 13
milyon kişinin anadilidir. TÜRKIYE'de anadili Yunanca olan yaklaşık
2.500 Rum Ortodoks olduğu tahmin edilmektedir. Bunların hemen hemen
hepsi İstanbul, Gökçeada ve Bozcaada'da yaşar. Bunun yanında 15. ve
17. yüzyıllarda İslamlaşan Trabzonlu ahali tarafından
konuşulmaktadır. 1965 nüfus sayımında 4,535 kişi anadilini Pontus
lehçesi (Yunanca) olarak kaydettirmişti. Yunanistan, Girit ve
Kıbrıs'tan TÜRKIYE'ye göç eden Müslüman Helenler de Batı Anadolu ve
Mersin gibi yörelerde dillerini kısmen devam ettirmektedir.
Sınıflandırma
Yunanca, genel kabul edilen görüşe göre Hint-Avrupa dil ailesinde
yer alır ve aile içinde kendi başına (ve bazen Antik Makedonca ile
birlikte) Helenik diller kolunu oluşturur. Bazı dilbilimciler
Yunanca ve Frigceyi Hint-Avrupa dil ailesi içinde varsayımsal Greko-Frig
üst grubunda birleştirir. Bunun nedeni, Frigce ve Yunancanın diğer
Hint-Avrupa dillerinde bulunmayan çeşitli özellikleri paylaşması
olmaktadır. Ayrıca Greko-Ermeni ile Greko-Aryan teorileri, Yunancayı
sırasıyla Ermenice ve Hint-Aryan dilleri ile birleştirmeyi öngören
diğer teorilerdir, ancak çok desteklenmezler.
Tarihçe
Yunanca, devamlı olarak kullanılmış ve tarihi tespit edilmiş en eski
dillerden biridir. Tarihin büyük bir kesiminin her devrinde önemli
bir edebi eser verebilmiş sayılı dillerdendir. Yunan dilinin tarihi
gelişimi şu bölümlerden oluşur:
Miken Yunancası
Miken Yunancası, Dor istilası öncesi Yunancadır. Mora Yarımadası ve
Girit bölgesinde konuşulmuş ve Fenike alfabesi adlı ebcedden
türetilen Lineer B ile yazılmıştır. Hint-Avrupa dillerinin Helen
kolunun bilinen en eski dilidir.
Klasik Yunanca
Klasik Yunanca, Dor istilası sonrasında Ege denizi’nin iki yanında
konuşulan lehçelerin toplamıdır. Klasik Yunanca dört önemli lehçeye
ayrılmaktaydı:
Dorik lehçe: Epir, Mora, Girit, Oniki Adalar, Bodrum-Gökova-Datça
çevresinde
Aiolik lehçe: Teselya, Sporadlar ve Çanakkale-İzmir arası Batı
Anadolu çevresinde
İonia-Attika lehçesi: Atina çevresi (Attika), Euboia, Kikladlar ve
İzmir-Güllük arası
Arkadia-Kıbrıs lehçesi: Merkezi Mora ve Kıbrıs
Helenistik Yunanca
Atina’nın siyasi üstünlüğü sonucu bu dört lehçe Attika lehçesi
çevresinde birleşmiş ve Koine Yunancası adlı ortak dil
oluşturulmuştur. Helenistik Yunanca Antik Çağ'ın sonunda
Makedonya’dan Hindistan’a kadar geniş bir coğrafyada konuşulmuş;
Doğu Akdeniz havzasının, Orta Doğu’nun ve Kuzey Afrika’nın lingua
franca’sı haline gelmiştir. Yeni Ahit Yunancası da Roma
İmparatorluğu'nun resmi dili olan Yunanca da bu ortak dildir.
Koine, Yunanistan Ortodoks Kilisesi'nde, Kıbrıs Başpiskoposluğu'nda,
İstanbul Rum Ortodoks Patrikhanesi, Antakya Patrikhanesi ve Kudüs
Patrikhanesi'nde ayin dili olarak kullanılmaktadır.
Ortaçağ Yunancası
Helenistik Yunanca’nın Erken Orta Çağ'dan itibaren Doğu Roma’nın
halk diline dönüşmesi evresidir. Bütün Doğu Akdeniz havzasında,
Karadeniz’in kuzeyi ve güneyinde, Orta Doğu’da “Rum-Romalı" denilen
halkın gündelik dili haline gelmiştir.
Modern Yunanca
Yunanistan'ın kurulmasıyla devletin resmi dili Katarevusa ilan
edildi. Bu dil Eski Klasik Yunanca’nın diriltilmeye çalışılmış bir
haliydi. Okullar ve resmî dairelerde sadece bu diyalekt kullanıldı;
ancak halk bu diyalekte yabancı olduğundan evlerde ve sokaklarda
Halk Yunancası (Demotiki) konuşulmaya devam edildi.
Demotiki'de birtakım bozulmalar olunca 1964'te okullarda
Demotiki'nin de okutulmasına izin verildi.
Bu çift dillilik 1976 yılına kadar devam etti. 1976'da Yunanistan’da
çıkan bir kanun ile Kathareuousa devletin resmi dili olmaktan
çıkartıldı ve Demotiki resmi dil haline getirildi böylece okul,
resmî daire ve evlerde konuşulan dilin aynı olması sağlandı.
1982 yılında kabul edilen ikinci bir kanunla politonik sistem terk
edilip monotonik sisteme geçilmiştir. Yani sözcük üzerlerinde
vurgulu heceyi belirtmek için kullanılan aksan işaretleri üç
çeşitten teke indirgenmiştir. Bu reform tutucu çevrelerce büyük bir
tepkiyle karşılanmış ve "Yunancanın Katli" olarak yorumlanmıştır.
Bugün dahi tutucu çevreler hala politonik sistemi kullanmakta ısrar
etmektedirler. Fakat gazete, dergi, medya ve devlet yeni düzeni
sürdürmektedir.
Başlıca lehçeler
Modern Yunancanın ağızları
Kuzey ağızı
Mora-İyon ağızı
Güney ağzı
Güneydoğu ağzı
İkinci dereceden yaygın, daha yerel ağızlar
Attika-Mani ağzı
Tsakonika ağzı
Demotiki (Δημοτική / Dimotiki)
Demotiki (Dimotiki okunur), günümüzde Yunanca denilince anlaşılan;
Yunanistan ve adalarında, ufak kelime ve telaffuz farklılıklarıyla;
Kıbrıs Cumhuriyeti'nde ise halkın konuştuğu lehçedir. Bu ülkelerde
bugünkü resmî lehçe Demotiki olup; Kilise yazışmaları hariç; Halk,
eğitim, basın-yayın, devlet organları bu lehçeyi kullanırlar.
Katarevusa (Καθαρεύουσα)
Katarevusa, 19. yüzyılda Adamantios Korais'in büyük çabalarıyla,
Antik Yunanca ile Modern Yunanca arasındaki geçişi en iyi temsil
eden, modern sözcüklere eski Yunancadan karşılıklar bulmak, Yunan
dilini Avrupa ve özellikle Türkçe kökenli sözcüklerden arındırmak
için hazırlanmış bir lehçedir.
Her ne kadar 1976'ya kadar devletin resmî dili olarak kabul edilse
de, halkın Demotiki lehçesi konuşması engellenememiştir, 1976
yılında okullardaki zorunlu Katarevusa lehçesindeki eğitim
kaldırılmış, devlet yazışmaları ve medyada da kullanımı durdurulup
resmi dil olmaktan çıkarılmış, revize edilmiş Demotiki resmi lehçe
ilan edilmiştir.
Günümüzde hala Yunanistan Ortodoks Kilisesi'nde, Kıbrıs
Başpiskoposluğu'nda, Fener Rum Patrikhanesi, Antakya Patrikhanesi ve
Kudüs Patrikhanesi'nde yazışma dili olarak kullanılan lehçe
Kathareuousa'dır.
Tsakonika (Τσακώνικα)
Demotiki lehçesinden ayrı bir dil olacak kadar farklı bir lehçedir.
Köken olarak Yunancanın Dor lehçesinin devamıdır. Yunanistan'ın Mora
Yarımadası'nda bulunan birkaç köydeki yaklaşık 3.000 kişinin
anadilidir.
Pontos lehçesi (Pontiaka / Romeika)
Pontos lehçesi, büyük çoğunluğu 1923 mübâdelesinde Yunanistan'a
göçmüş olan ve bugün Kuzey Yunanistan'da varlığını sürdüren
Karadenizliler, Trabzon ve Rize'nin bazı köylerinde yaşayan
Müslümanlar ile başta Ukrayna olmak Karadeniz sahilinde yer alan
eski Yunan kolonilerinde yaşayan Ortodoks Yunan azınlıklar
konuşulmaktadır. Romeika en az 5.000'i[7] 200.000'i Yunanistan'da
olmak üzere toplam 500.000 kişi tarafından ana dil olarak
konuşulduğu hesaplanmaktadır.
TÜRKIYE'de bu lehçeyi konuşanlar, konuştukları dili çoğunlukla "Roma
dili" anlamına gelen "Romeika" olarak adlandırırken, Yunanistan'da
19. yüzyıldan itibaren coğrafyaya vurgu yapılarak "Karadeniz'e özgü"
anlamında "Pontiaka" olarak adlandırılmıştır ve günümüzde dil
bilimciler tarafından da bu şekilde bilinmektedir. TÜRKIYE ve
Gürcistan'da yaşayan topluluklarca Pontiaka adı henüz pek
bilinmemekte veya yeni duyulmakta olup, "Romeika" olarak
adlandırmaya devam etmektedirler. Pontos lehçesi, bir yandan Türkçe,
Farsça, Ermenice, Lazca ve diğer Kafkas dillerinden etkilenirken,
başta Trabzon ağzı olmak üzere Türkçenin Karadeniz lehçelerinin
tümünü, Lazca ve yerel Ermeniceyi de aynı oranda etkilemiştir.[8]
Özhan Öztürk'ün Karadeniz Ansiklopedisi'ne göre TÜRKIYE'de
(Karadeniz Bölgesi) Pontos lehçesinin ana dil olduğu yerler
şunlardır :
Tonya (6 köy)
Köprübaşı (6 köy)
Çaykara (17 köy)
Dernekpazarı (13 köy)
Uzungöl (6 köy)
Bulancak (3 köy)
Maçka
Torul
Yağlıdere
Santa
Rize (21 köy)
Erzincan
Kapadokya lehçesi (Καππαδοκικά / Kappadokika)
Kapadokya lehçesi, Bizans Yunancası'ndan doğmuş, Orta Anadolu'da
konuşulmuş bugün ise ölmek üzere olan lehçelerden biridir. 1071
yılında Malazgirt Meydan Muharebesi'nden sonra Kapadokya lehçesinin
Yunanca konuşulan diğer yerlerle bağlantısı kesildiğinden, bu tarih,
lehçenin gelişim sürecinin durmasının başlangıcıdır. Bununla
birlikte, Türkçe çoğunluk dili hâlini almıştır. İki halk arasındaki
hızlı kültürel etkileşim Yunancadan ayrılmaya başlamış olan
Kapadokya lehçesini, daha da başka bir çehreye bürümüştür. Türkçe
seslerden, sesli uyumlarına kadar birçok konuşma ve yazı kuralı bu
dile girmiştir. Dimotiki lehçesinde hiç bulunmayan, Ü, Ö, Ş, Ç
seslerinden, cümledeki öge dizilişine kadar birçok kural bu dile
geçmiştir.
Kalabriya lehçesi (Κατωιταλικά / Kato italika)
Kalabriya lehçesi, İtalya'nın Yunanistan'a en yakınlaştığı yerlerde,
Apulia ve Kalabriya bölgelerinde konuşulan lehçedir. Çok öncelerde
buralarda koloni kurmuş Yunanlar tarafından konuşulmaktadır ve
Ortaçağ Yunancası'ndan çok fazla etkilenmiştir.
Yahudi Yunancası
Yevanik, (İbranice: Yevan = Yunan) artık konuşanı neredeyse
bulunmayan Helen lehçelerinden biridir. Uzun yıllar Yahudiler
tarafından konuşulmuştur. Lehçenin yazımı için çoğu zaman İbranî
alfabesi kullanılmıştır. Konuşanlarının Yunan, Bulgar ve Türk
toplulukları ile kaynaşmasından dolayı asimile olmaları, İsrail
Devleti bağımsızlığını ilân edince, kişilerin buraya göç etmesinden
ve Yahudilerce kutsal sayılan İbranîce'nin İsrail'de resmî dil
olması ve Yahudi Soykırımı sonucu yok edilmelerinden dolayı,
kullananların sayısı önemli ölçüde azalmıştır. 1987'de yapılan
araştırmalar sonucu 35'i İsrail'de olmak üzere dünyada toplam 50
kişi Yevanik bilmektedir[10], ancak gelecek 15-20 yıl içinde bu
dilin ölü bir dil olma ihtimali çok yüksektir.
Dil bilgisi
Yunancada fiiller, ve sıfatlar Almancadakine benzer bir şekilde
çekimlenir. Üç ana fiil çekim türü vardır. Fakat bazı düzensiz
fiiler bu üç kurala da uymayabilir. Türkçede olduğu gibi, çekimli
fiilden önce özne kullanmaya gerek yoktur. Yâni; Ben gidiyorum
yerine Gidiyorum denilebilir. Fakat Türkçedekinin aksine bu dilde
sıfatlar da çekimlenir. Sıfatlar da çekimlenirken cinsiyet baz
alınır. Yunancada isimler, eril, dişi ve nötr olarak üçe ayrılır.
Dişi isimler η, eril isimler ο, nötr isimler ise το artikeli ile
belirtilir. Bu kavram Türk diline yabancı bir kuraldır. Türkçe ve
herhangi bir akrabasında isimlerden önce tanımlık kullanılmaz.
Vurgu
Yunancada bakıldığında ilk göze çarpan sesli harfler üzerindeki
vurgulardır. Yunancada Τόνος (tonos) olarak adlandırılan bu vurgu
işaretleri, gerek sözcüğün telâffuzunu, gerek ise anlamını
değiştirebilir. İki veya daha fazla heceye sahip tüm sözcüklerde
vurgu olur. Aşağıdaki örnekte vurgu işaretinin önemi gösterilmiştir:
Είμαι γερός: "sağlıklıyım" anlamına gelir; fakat vurguyu yanlış
yerde kullanırsak, anlam tamamen değişir:
Είμαι γέρος: "ihtiyarım" anlamına gelmektedir.
Yunancada tek heceli sözcüklerde vurgu kullanılmaz, fakat bu kuralın
üç istisnası vardır:
πού (pu): nerede, nereye
πώς (pos): nasıl
ή (i): veya, ya da.
Yazı
Grekçe ele geçirilmiş ilk metinler MÖ 15. yüzyıl civarında Linear B
yazı sistemi ile oluşturulmuştur. Bu heceye dayalı yazı sistemi,
muhtemelen Grekçe ile ilişkili olmayan ve henüz deşifre edilememiş,
Minosların kullandığı Linear A yazısından türemiştir.[11] MÖ 11.
yüzyılda yine Linear A kökenli Kıbrıs hece yazısının tespit edilmiş
ilk örnekleri üretilmiştir.[12] Dil, MÖ 9. yüzyıldan beri ise
genellikle Fenike alfabesi kökenli Yunan alfabesi kullanılarak
yazılmaktadır. Alfabedeki harflerde tarih boyunca çeşitli değişimler
meydana gelmiş, bazı harfler kullanımdan düşmüş, bazıları ise ses
değişimine maruz kalmıştır. Aşağıdaki tablo, harflerin tarihi ses
değerlerini, tekabül ettikleri rakamları ve kökteş veya ardıl
alfabelerdeki eşdeğerlerini göstermektedir:
Kültürel ve dilsel etki
Yunancanın medeniyete, özellikle Avrupa ve Orta Doğu medeniyetlerine
katkısı çok büyük olmuştur ve Antik Çağ'ın Orta Çağ'a ve günümüze
bağlantısındaki aracı konumu dolayısıyla insanlık tarihinde en çok
iz bırakmış dillerden biridir. Bu sebeple bilim, felsefe ve sanat
terminolojisinde ve dünyanın diğer dilleri üzerinde Yunancanın
etkisi çok görülür.
Yunan ve Türk kültürünün yüzyıllarca iç içe olması, kültürler
arasında büyük etkileşim yaratmıştır. Türkçedeki meyve, sebze ve
balıkçılık terimlerinin çoğu Yunancadan Türkçeye girmiştir. Birçok
şehir ismi, denizcilik ile ilgili terimlerin çoğu Yunan kaynaklıdır.
Bunun yanında Yunancaya da Türkçeden girmiş birçok sözcük vardır.
Alfa Ltd. - ®Konsolos Tercüme, çeviri işini uzun yıllardan beri
profesyonel olarak yapmakta olan ve Yunanca lisan bilgileri, Yunanca
konuşulan ülkelerde edindikleri yurt dışı eğitim ve tecrübeleriyle
pekişmiş tercümanları bünyesinde barındıran bir çeviri, tercüme ve
danışmanlık şirketidir. 2007 yılında kurumsallaşmış olan firmamız,
20 yılı aşkın bir zamandan beri ABD, Almanya, Avustralya, Hollanda,
İngiltere, İsveç, Kanada ve TÜRKIYE başta olmak üzere dünyanın
çeşitli ülkelerindeki resmi ve özel kuruluş ve organizasyonlar için
tercüme hizmetleri sağlamaktadır.
Müşteri mahremiyetinin korunması, zamanından önce teslim, pırıl
pırıl akıcı bir dille hazırlanmış aslına sadık, doğru ve eksiksiz
çeviri, müşteri memnuniyetinin sağlanması, başta gelen ilkelerimiz
arasındadır.
Firmamıza teslim ettiğiniz Yunanca tercüme işleriniz daima hedef
dile ana dili düzeyinde vakıf kişilerce yapılır ve son kontrolden
geçirilir. Örneğin Yunanca çeviri metniniz, ana dili Yunanca olan
bir redaktör tarafından okunup düzeltildikten sonra size teslim
edilir. TÜRKIYE'deki okullarda öğretilen Yunanca yabancı dil
seviyesiyle yapılan tercümeler, Yunanca lisanını ana dil seviyesinde
bilen ve konuşan bir tercüman tarafından yapılacak çeviri kalitesine
asla erişemez! Nitekim bugün Turizm sektöründe, hatta 5 yıldızlı
otellerin çoğunda acemi ve ucuz tercümanların çevirmiş olduğu
tanıtım kitapçıkları hala kullanılmakta ve bunları okuyan ana dili
Yunanca turistler için eğlence ve alay konusu olmaktadır. Firmanızın
prestiji söz konusuysa ucuz tercüme hizmetlerinden sakının!
Tercümanlarımız,
Mesleki Yeterliliğe Sahip....
Firmamız, tercüme hizmeti verdikleri lisan üzerine diplomalı,
mesleki yeterliliğe sahip, yetkin, ehil ve yurt dışı tecrübeleriyle
donanımlı, konularında uzman yüzlerce tercümanı bünyesinde
barındırmaktadır.
Bize güvenerek teslim ettiğiniz her proje, içerdiği konunun uzmanı,
o konuda eğitim almış, en az lisans, tercihen yüksek lisans ya da
doktora diplomalı yetkin bir tercüman tarafından çevirilir ve
ardından hedef dili ana dili seviyesinde bilen bir profesyonel
tarafından kontrolden geçirilir.
Tercüme sektöründeki bir çok firmanın sırf daha ucuza maletmek
çabasıyla benimsemiş olduğu yeterince iyi olsun yeter felsefesi
bizim asla kanıksamadığımız bir yaklaşım olup önümüze getirilen her
yeni projeyi dünkünden daha iyi yapabiliriz anlayışıyla ele alırız.
Yüksek Eğitim Sahibi....
Tercümanlarımızın hemen hepsi en az bir üniversite mezunu olup
minimum 5 yıllık çeviri tecrübesine sahiptirler. Master ve doktora
seviyesinde eğitime sahip olup çeviri alanındaki tecrübesi 20 yıldan
fazla olan tercümanlarımızın sayısı da bir hayli kabarıktır. Bir çok
tercüme bürosunun maliyet düşürmek için yaptığı gibi, öğrenci ya da
5 yıldan az tecrübeye sahip tercümanlarla prensip olarak
çalışmıyoruz.
Tercümanlarımızın çoğu 30 yaş ve üzerinde olup belli bir profesyonel
olgunluğa sahip, uzmanlık alanlarında vasıflı, diplomalı ve işinin
ehli kişilerdir.
Tercüme işinin altın kuralı "daima ana diline çevir" olarak kabul
edilirse, Türkçe'den yabancı dillere yapılacak olan çevirilerin o
dilleri ana dili seviyesinde konuşan bir profesyonel tarafından
yapılması ya da en azından tashih edilmiş olması şarttır.
Tercüme yapmak profesyonellerin işidir.
Amatörlerin, hobi olarak çeviri yapanların, yabancı dil
öğretmenlerinin ya da yabancı dil bilen sekreterlerin eline emanet
edilmemelidir!
Sadece hatasız olmakla kalmayıp, pırıl pırıl ve akıcı bir dille
hazırlanmış bir tercüme işinin üretilmesi, ucuz fiyatlarla mümkün
değildir.
Ancak bazen bu gerçeğin farkına vardığınızda iş işten geçmiş
olabilir.
TÜRKIYE’de “tercüman” mesleki ünvani, avukatlik ya da doktorluk
mesleklerinde oldugu gibi yasalar altinda koruma altina alinmis
degildir. Bu da demek oluyor ki, yeterli seviyede dil bildigine
"kendince" ikna olmus olan herkes tercüman oldugunu iddia edebilir.
Ardindan, uzmanlik gerektiren bir metin önlerine getirildiginde,
birakin çevirebilmeyi, tam ve dogru olarak anlamakta bile zorlanacak
bir dil seviyesinde olmalarina ragmen kendilerine tercüme bürosu
dahi açabilirler.
O YÜZDEN SİZİ UYARIYORUZ UCUZ TERCÜME HİZMETLERİNDEN SAKININ!
|
|
|
|
|